Sırt üstü uyumak beyin sağlığını etkiliyor!

Gece yeterli uyku almanın iyi sağlık için kritik olduğu iyi bilinir. Ancak beyin söz konusu olduğunda, önemli olan sadece ne kadar uyku aldığınız değil, aynı zamanda uyku pozisyonunuz da önemlidir. Bu, 2024 Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda sunulan yakın tarihli bir keşif niteliğindeki çalışmanın bulgusudur. Çalışma, sırt üstü uyumanın (supin pozisyonu olarak bilinir), Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı ve diğer nörodejeneratif bozukluklar açısından artan bir riskle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.
Çalışmanın baş yazarı Daniel J. Levendowski: “Çalışmamız, sırt üstü uyuma ile nörodejenerasyon arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koydu, ancak sırt üstü uyumanın nörodejenerasyona neden olup olmadığını henüz kanıtlamış değiliz” açıklamasında bulundu. Çalışma, sırt üstü uyuma ile nörodejeneratif hastalıklar arasında var olan bağlantıya dair mevcut kanıtları güçlendiriyor gibi görünse de, araştırma henüz hakemli bir dergide yayınlanmadı ve bazı önemli sınırlamaları mevcut.
Sırt üstü uyuma ve nörodejeneratif hastalık arasında bir bağlantı bulmak
Sırt üstü uyuma ile nörodejeneratif hastalıklar arasındaki bağlantı ilk olarak 2015 yılında keşfedildi. O yıl yapılan bir deney, sırt üstü uyumanın nörodejenerasyona katkıda bulunabileceğini ortaya koydu. 2019 yılında Levendowski ve meslektaşları, 45 nörodejeneratif hastalığı olan insan üzerinde bu soruyu araştırdı. Gece iki saatten fazla sırt üstü uyumanın, nörodejeneratif hastalıklar açısından daha yüksek bir riskle ilişkili olduğunu buldular.
En yeni çalışma için Levendowski ve meslektaşları daha da derinlemesine inceleme yaptı. Bu kez, yaklaşık 100 sağlıklı kişiyi kontrol grubu olarak ve hafif bilişsel bozukluk, ilerleyici supranükleer palsi ve Alzheimer hastalığı olan yaklaşık 200 katılımcıyı araştırmaya dahil ettiler. Bazı katılımcılarda ayrıca anormal protein birikimi ile karakterize edilen Parkinson spektrumu bozuklukları (PSD) vardı.
Araştırmacılar, katılımcıları evlerinde geliştirilen bir cihaz ile incelediler. Bu cihaz, katılımcıların gece boyunca sırt üstü ne kadar süre uyuduklarını takip etti. Bu cihaz, nörodejeneratif bozuklukların alt tiplerini karakterize etmek için yararlı dokuz ana biyolojik işareti çıkartır. Sırt üstü uyuma süresi, bu dokuz biyolojik işaretten biridir. Araştırma sonucunda, nörodejeneratif hastalıkları olan katılımcıların, kontrol grubundaki insanlardan daha sık olarak iki saatten fazla sırt üstü uyudukları tespit edildi.
Araştırmacılar, bu çalışmanın Alzheimer hastalığı ve hafif bilişsel bozukluk gruplarında sırt üstü uyuma ile nörodejenerasyon arasında nispeten güçlü bir ilişkiye dair daha fazla kanıt sağladığını düşünüyor. Bununla birlikte, sırt üstü uyumanın nörodejeneratif hastalıkların gelişimine neden olup olmadığını bulmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirttiler.


Sınırlamalar
Bulgular ilgi çekici olsa da ve uyku pozisyonunun nörodejeneratif hastalıkların gelişimi için değiştirilebilir bir risk faktörü olabileceğini öne sürse de, bazı önemli sınırlamalar mevcuttur.
İlk olarak, sonuçlar sadece bilimsel bir toplantıda özet olarak sunulmuş ve yayınlanmadan önce daha titiz bir hakem değerlendirmesine ihtiyaç duyuyor. Ayrıca, nörodejeneratif hastalığı olan katılımcılar ve kontrol grubunun iyi eşleştirilmediğini, örneğin kontrol grubunun daha genç ve daha fazla kadın katılımcıya sahip olduğunu belirtti. Bu ve diğer sınırlamalar, bu çalışmada görülen uyku pozisyonları arasındaki farklılıkların, iki popülasyonun istatistiksel olarak karşılaştırılabilir olmamasından kaynaklanabileceği anlamına gelebilir.
Son olarak bu çalışmanın bir uyku cihazı satan bir şirketin yetkilileri tarafından sunulduğu, yazıldığı ve sponsor edildiği dikkate alınmalıdır, bu nedenle sonuçlarda ek bir önyargı olabilir.
Sırt üstü uyumanın beyin sağlığını nasıl etkileyebileceği
Sırt üstü uyuma, vücudun nörotoksinleri etkili bir şekilde temizleme yeteneğini azaltan durumlara yol açabileceği için beyin sağlığı açısından zararlı olabilir. Beyin tarafından gün boyunca üretilen bu nörotoksinler, genellikle uyku sırasında glifatik temizlik olarak adlandırılan bir süreçle temizlenir. Bu sürece beynin ‘atık yönetim sistemi’ denir. Bu süreç, genellikle insanların bilişsel gerilemeye dair erken belirtileri fark etmeden 15 ila 20 yıl önce, orta yaşlarda daha az verimli hale gelmeye başlar.
Levendowski’ye göre sırt üstü uyumak, beyin ile kalp arasındaki kanın olması gerektiği gibi boşalmasına izin vermediği için bu süreci daha da yavaşlatabilir. Ancak 2019 yılında yapılan bir araştırma, yan uyuma pozisyonunda bu durumun geçerli olmadığını gösterdi. Bu araştırma, yan uyumanın kalbe yakın bir damarın kısmen çökmesine neden olduğunu ve bu durumun kan akışını ve beyinden atıkların uzaklaştırılmasını iyileştirdiğini gösterdi. Bu etki sırt üstü uyuma pozisyonunda görülmedi.
Başka bir çalışma ise, sırt üstü uyumanın beyinden beta-amiloid proteininin temizlenmesinde özellikle daha az etkili olduğunu buldu ki bu protein Alzheimer hastalığı ile bağlantılı olduğunu gösterdi. Dahası, Levendowski’ye göre, sırt üstü uyuma pozisyonu uyku apnesini kötüleştirebilir ve bu durum uykuyu kesintiye uğratarak daha fazla toksin birikimine yol açabilir. Levendowski: “Bu nedenle, araştırmamız, sırt üstü uyumanın yıllar boyunca nörotoksin temizleme etkinliğini azaltarak nörodejenerasyona katkıda bulunduğunu öne sürüyor,” açıklamasında bulundu.
Uzmazlar, birçok çalışmanın beyin bozukluklarıyla ilişkilerini belirlemek için uyku kalitesi ve kalıplarını incelediğini, ancak ‘şu ana kadar sonuçların tutarsız olduğunu ve bu ilişkiyi anlamak için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu’ belirtti.
İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir uyku için yapmanız gerekenler…
Sırt üstü uyumanın önüne nasıl geçilir?
Bazı insanlar sırt üstü uyuduklarının farkında olabilirken, diğerleri uyku sırasında vücutlarının nasıl hareket ettiğini bilmeyebilir. Neyse ki, sırt üstü bir uyku düzenine mi, yoksa yan ya da yüz üstü mü uyuduğunuzu anlamanın yolları var. Stratejiler şunları içerir:
Pozisyonunuzu kontrol edin: Uyandığınızda pozisyonunuza dikkat edin. Eğer kollarınız yanlarınızda düz bir şekilde sırt üstü yatıyorsanız, sırt üstü uyuduğunuzun bir işareti olabilir.
Birine sorun: Başka bir yol da bir partnerinize uyku sırasında hangi pozisyonda olduğunuzu sormaktır.
Uyku takip cihazı kullanmak: Bazı cihazlar ya da uyku uygulamaları, uyku pozisyonunuzu ve kalitenizi izlemeye yardımcı olabilir. Sırt üstü uyumanın nörolojik bozuklukların gelişimine katkıda bulunup bulunmadığına dair kesin bir sonuca varılmamış olsa da, uzmanlar sırt üstü uyumayı azaltmanın mümkün olduğunu dile getirdi.
Sırt üstü uyuma alışkanlığınızı durdurmanın bir yolu, vücudunuzun her iki yanına—ister normal ister vücut yastıkları olsun—yastıklar koymaktır. Bu, yan uyumayı teşvik edebilir.
Başka bir fikir ise sırtınıza, pijamanızın içine bir tenis topu koymaktır. Bu, sırt üstü uyumaya çalıştığınızda rahatsızlık yaratır ve sırt üstü pozisyondan yana geçmenize yardımcı olur.
Kaynak: Alyssa Hui. “Does Sleeping on Your Back Affect Brain Health? New Study Suggests Possible Link”. Şuradan alındı: https://www.health.com/sleeping-on-your-back-may-increase-your-risk-for-alzheimer-s-disease-8715735. (23.09.2024).
Uyku pozisyonunuz ilişkinize dair ne söylüyor?
Uyku pozisyonuna göre ilişki analizi yapıyoruz! İşte uyuma şekillerinize göre ilişkinizin verdiği sinyaller…
17Başınızı göğsüne koyuyorsanız Başınızı göğsünde dinlendiriyorsanız, uyurken bile kalp atışlarını duyabilirsiniz. Bu var olan en romantik sarılma pozisyonlarından birisidir. Eğer partnerinizle bu şekilde uyumayı tercih ediyorsanız, sizi korumaya ve güvende hissetmenizi sağlamaya çalışıyor demektir. Sizi dünyadaki tüm kötülüklere karşı korumaya hazır olduğunu gösterir.
Sadece bir el ya da bacakla dokunmak Eğer sarılırken el ele tutuşuyor ya da bir bacağınızı sevgilinizin üzerine atıyorsanız, bu dengeli bir ilişki yaşadığınızı gösterir. İlişkinizde biraz alana sahip olmaktan hoşlandığınızı gösterir ama yine sevgilinizin yanınızda olduğunu hissetmek ve bilmek istersiniz.
Karşılıklı kucaklaşıyorsanız Bu en yoğun sarılma konumudur. Eğer iki insan uyurken kucaklaşıyorsa, vücutları birbirlerine iç içe geçer. Aslında oldukça konforsuz bir pozisyon olduğu için genellikle ilişkinin sadece ilk zamanlarında gözlemlenir. Duyguların çok ateşli ve tutkulu olduğu dönemde. Birbirlerinden ayrı bir saniye bile geçirmek istemediklerini gösterir.
Yüz yüze uyumak Yüz yüze uyumayı seven çiftler, konuşmayı seven çiftlerdir. İletişim kurmanın sağlıklı bir ilişkinin önemli bir parçası olduğunu düşünürler ve muhtemelen geceleri de konuşurken uykuya dalarlar.
Büyük ve küçük kaşık Erkek arkadaşınız size ya da siz ona arkadan sarıldığınızda buna kaşık pozisyonu denilir. Her iki durumda da sarılan koruyucu taraftır ve diğerine zarar gelmesini istemez. Sarılınan taraf ise şımartıldığını ve korunduğunu hissetmekten hoşlanır.
Hiç dokunmamak Bazı çiftler yatakta dinlenirken birbirlerine hiç dokunmamayı tercih ederler. Bu farklı anlamlara gelebilir. Ya ilişkileri sarılmaya ihtiyaç duymayacakları kadar yerleşik ve sağlamdır ya da ilişki tehlikededir ve artık birbirlerine dokunma ihtiyacı duymuyorlardır.
Balayı sarılması Uyku pozisyonlarının en samimisi; bu, kaşığın daha az yaygın alternatifi, yoğun duyguların mevcut olduğu anlarda ortaya çıkar – seks sonrası ya da ilişkinin başları gibi. Bazı çiftler, ilişkilerinin tamamı boyunca koruyabilir bu pozisyonu; ancak çift, birbirine, ayrı yatamayacak derecede bağımlı hale gelebilir.
Kaşık pozisyonu Kaşık: çiftler arasındaki en yaygın pozisyonlardan birisi – özelliklede 3 ila 5 yıllık evliler arasında. Kaşık, partnerinizle aranızda maksimum temas sağlayarak fiziksel yakınlığı garantiler. Tam olarak erotik değildir; daha çok rahatlatıcı ve güvenlidir.
Takip Bu pozisyon, teknik açıdan kaşıktır; ama bir taraf, diğerini kovalar. Partnerinizin sırtı size dönük bir şekilde yatağın diğer tarafına döndüğünü düşünün. Takip, ona yaklaşıp kaşık şeklini aldığınız pozisyondur. Bu da iki anlama gelebilir. Sonuç olarak oluşan kaşık, karşı taraf kendi alanını istediğinden, illegal kaşık olarak etiketlenebilir. Alternatif olarak, kendini uzaklaştıran kişi, kovalanmak istiyor da olabilir; bir tür oyun daveti gibi.
Tüm alanı kaplamak Bu bir sarılma şekli olamasa da çoğu çift için uyurken geçerli bir pozisyondur. Taraflardan biri yataktaki büyük bölümü kaplarken, diğeri kendine kalan alanla yetinir. Bunun anlamı az yer kaplayan tarafın diğerinin mutluluğu için fedakarlık yapmaya hazır olduğudur.
Çatıdaki kiremitler gibi Bu pozisyon, güçlü egoların ve bir tür yetki hissinin işaretidir ve oldukça popülerdir. Partnerlerden biri sırt üstü yatarken, diğeri partnerinin omzunda dinlenerek bağımlı ve uysal partner haline gelir. Bu pozisyonda güçlü bir arkadaşlık ve koruma hissi olduğundan, yüksek derecede güven vardır.
Bacaktan sarılma Bu pozisyon, iki şeyi gösteriyor olabilir: birincisi, çift, fiziksel yakınlık gösterme konusunda çok rahat değildir ve bacaklar kazara temas eder. İkincisi, tamamıyla tersi olabilir; aşinalık, konfor ve sevgi göstergesi olabilir – neredeyse gizli bir şifre gibi.
Hafifçe bağlı İlk çıkmaya başladığınızda ya da evlendiğinizde, kendi uyku pozisyonunuzun pahasına, ne kadar yakın bir şekilde uyuduğunuzu hatırlıyor musunuz? Ama zaman geçtikçe, insanlar bu pozisyonu benimsemeye başlarlar – kaşığın biraz daha mesafeli olanını. Yakınlıktan ödün vermeden daha fazla alan ve konfor sağlayarak güven anlamına gelir.
Sevgilinin beşiği Bir öncekinin daha güçlü, daha samimi versiyonu; sevgilinin beşiğinde, partnerlerden biri, diğerini omzunda yatırmaktansa, kolları ile tutar. Elde kalan ise bir tür korunma ve güvenlik hissi yaratan şefkatli, anaç ve samimi bir pozisyondur.
Zen stili Bu pozisyon, uzun süredir birlikte olan çiftlerde öne çıkar. Zaman geçtikçe, kişiler, bağımsızlıklarını ve kişisel alanlarını yeniden elde etmek isterler. Zen, sarılma olmaksızın fiziksel temas yaratan, bağlanabilirlik ile bağımsızlık arasındaki ödündür.
Yengeç İşte birkaç anlamı olan, belirsiz bir uyku pozisyonu daha. İlişkinizde zorlu bir dönemden geçiyorsanız ya da anlaşmazlıklarınız olduysa, bu pozisyon, sizin ya da partnerinizin, birbirinizden uzaklaşma ihtiyacı yaratarak, sorunları vurgulama yönteminiz olabilir. Canınızın yandığı anlamına da gelebilir. Nasıl otururken pozisyon değiştiriyorsanız, yataktayken de yeni pozisyonlara geçersiniz. Ya da gerçekten yaratıcı uykucularsınız.
Arkası yarın Bu pozisyon, takibe oldukça benzer; ancak bu sefer kovalamaca yoktur, çünkü diğer taraf böyle bir şey istememektedir. Yani tam olarak ‘arkası yarın’dır; ne olduğunu merak ettiğinizle kalırsınız. Bir şeylerin ters gidip gitmediğini merak etmeye başlarsınız; partneriniz neden çekiliyordur? Öfke? Üzüntü? Kin? İşte bu anda, karşınızdaki kişiyi analiz etmeli ve gerçekten alana ihtiyacı olup olmadığını görmelisiniz. Zamanla geri gelecektir. Fotoğraflar yapay zeka ile oluşturulmuştur.
Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”